Yeni Türk Ticaret Kanununa Göre Ticaret Şirketlerinin Birleşmesi
Yeni Türk Ticaret Kanununa Göre Ticaret Şirketlerinin Birleşmesi
Hüsnü TURANLI





GİRİŞ
Åžirketler hukukunda, ÅŸirket birleÅŸmeleri konusu, yeni TTK ile önemli ölçüde yeniden düzenlendi. Yeni TTK'nun kabul edildiÄŸi 01.07.2012 tarihinden bu yana, ÅŸirket birleÅŸmeleri konusunda kapsamlı bir eser yayınlanmadı.
Ticari yaÅŸamda, ÅŸirketlerin büyüme stratejilerinin başında birleÅŸme ve satın almalar gelir. Özellikle büyüme kapasitesine sahip pazarlarda, ÅŸirketlerin yalnız başına rekabet edebilme ÅŸansları güçlü deÄŸildir. Bu nedenle de ya baÅŸka bir ÅŸirketle birleÅŸip rekabet gücünü artırırlar ya da doÄŸrudan doÄŸruya baÅŸka bir ÅŸirketi satın alırlar. Bu iÅŸlemlerin ekonomik boyutuna çarpıcı bir örnek vermek gerekirse Dünyada 2000 yılma kadar 2,8 trilyon Euro deÄŸerinde bir Pazar oluÅŸmuÅŸ,2010 yılında Türkiye'de 29 milyar dolar düzeyine ulaÅŸan ÅŸirket birleÅŸme ve satın alma iÅŸlemi gerçekleÅŸmiÅŸtir.
BirleÅŸme ve satın alma kavramları genellikle bir arada kullanılmakla birlikte yapılması gereken iÅŸlemler ve sonuçlan açısından önemli farklılıklar vardır. Bizim ele aldığımız ÅŸirket birleÅŸmeleri, son yıllarda ülkemizde önemli bir ÅŸirket operasyonu olarak yerini almıştır. Åžirket birleÅŸmeleri, birleÅŸme öncesi ve sonrasında birçok hukuki iÅŸlem gerektiren, oldukça karmaşık bir süreci içermektedir.
Türk hukukunda ÅŸirket birleÅŸmelerine iliÅŸkin olarak birçok kanunda deÄŸiÅŸik düzenlemeler vardır. Bu baÄŸlamda, TTK m.134 ila 193 arasında, birleÅŸme, bölünme ve tür deÄŸiÅŸtirme hükümlerine yer verilmiÅŸtir. Öte yandan, 6362 sayılı SPKa, 1163 sayılı KoopK, 4054 sayılı RKHK, 5520 sayılı KVK, 193 sayılı GVK ve diÄŸer bazı kanunlarda birleÅŸmeye iliÅŸkin düzenlemeler olduÄŸunu görmekteyiz. 6102 Sayılı yeni TTK ile 6762 sayılı eski TTK ile karşılaÅŸtırıldığında ÅŸirket birleÅŸmelerinin yeni Kanunda çok daha ayrıntılı düzenlendiÄŸi görülecektir. Eski TTK'da birleÅŸmeye iliÅŸkin hükümler, Åžirketler Hukuku Genel hükümleri (Eski TTK m.146-151) ve Anonim Åžirketler Faslında (m.451-452) düzenlenmiÅŸti ve bu düzenlemeler arasında uyumsuzluk mevcuttu. Yeni TTK'da ise ÅŸirket birleÅŸmeleri, belirli bir ÅŸirket türünü gözetmeden tüm ÅŸirketleri kapsayacak biçimde genel olarak düzenlenmiÅŸtir. Nitekim TTK'nun 134/l.maddesinde ifade edilen "Ticaret ÅŸirketlerinin birleÅŸmelerine, bölünmelerine ve tür deÄŸiÅŸtirmelerine 134 ila 194.maddeler uygulanır" hükmü, bahse konu maddelerin belirli bir ÅŸirket türüne deÄŸil tüm ÅŸirketlere uygulanacağına amirdir. Öte yandan aynı maddenin 2.fıkrasmda yer alan "DiÄŸer kanunların, bu Kanunun 135 ila 194.maddelerine aykırı olmayan hükümleri saklıdır" hükmü ile esasen diÄŸer tüm kanunlardaki düzenlemelerde yer alan ve bu Kanuna aykırılık taşıyan hükümlerin yürürlükten kaldırıldığı ifade edilmiÅŸtir.
Avrupa Ekonomik TopluluÄŸunun temel hukuki dayanağı olan 1957 tarihli Avrupa Ekonomik TopluluÄŸunu Kuran AntlaÅŸma (Roma AntlaÅŸ-ması)'nm 3.Ana BaÅŸlığı (TITLE 3) "KiÅŸilerin, Hizmetlerin ve Sermayenin Serbestçe Dolaşımı" altında 2.Bölümde "Åžirket Kurma Hakkı" (The Right of Establishment) düzenlenmiÅŸtir. "Åžirket Kurma Hakkı" Bölümünde, m.54/3g bendinde "Üye Devletlerin 58.maddenin ikinci fıkrası anlamında hem bahse konu ÅŸirket (halka açık anonim ortaklıklar) ortaklarının hem de üçüncü kiÅŸilerin menfaatlerini korumak amacıyla talep ettikleri güvenceleri koordine etmek" ÅŸeklinde ifade edilebilecek bir ilke benimsenmiÅŸtir. Bu ilke ışığında düzenlenen 1978 tarihli Üçüncü Yönerge ile "ÅŸirket birleÅŸmelerinin" Topluluk bünyesinde hukuki zemini tesis edilmiÅŸtir. TTK taslağı hazırlanırken de, söz konusu Yönerge ile 2004 tarihli İsviçre BirleÅŸme Kanunu'nda yer alan hükümler büyük bölümüyle aynen alınmıştır. Dolayısıyla yeni TTK'daki ÅŸirket birleÅŸmelerine iliÅŸkin düzenlemeler esas itibariyle AB ve İsviçre Hukuku kaynaklıdır.
6102 sayılı yeni TTK ile ticaret hukukumuza birçok ilke yerleÅŸmiÅŸtir. Bunlardan en önemlisi kanaatimce "kurumsal yönetim" ve bu ilkenin zorunlu kıldığı "ÅŸeffaflık, adillik, hesap verilebilirlik ve sorumluluk" esaslarıdır. Söz konusu ilkelerden "hesap verilebilirlik", özellikle TTK'nun ilk kabul edilen ÅŸekliyle birleÅŸme hukukunda da belirgin olarak kendini göstermekte idi. Kanunun 2011 yılındaki ilk düzenlemesinde yer alan denetim ve hesap verilebilirlik ilkeleri, 2012 yılında 6335 sayılı Kanun ile yapılan deÄŸiÅŸikliklerle önemli ölçüde ortadan kaldırılmıştır. Bu deÄŸiÅŸiklikler maalesef Kanunun ruhunu zedelemiÅŸ ve özellikle iÅŸlem denetçiliÄŸinin kaldırılmasıyla birlikte bir bütünün tamamlayıcı parçalarından birisi yok edilmiÅŸtir. BirleÅŸme hukukunda, 2011 yılında kabul edilen TTK'nun "BirleÅŸme SözleÅŸmesi ve BirleÅŸme Raporunun Denetlenmesi"ne iliÅŸkin 148.maddesinin, 6335 sayılı Kanun ile kaldırılmasının büyük bir hata olduÄŸu düÅŸünülmektedir.
Çalışmamızda ÅŸirket birleÅŸmelerini mümkün olduÄŸu kadar hukuki boyutuyla sınırlandırmaya gayret ettik. Bununla birlikte hukuki boyutu sadece TTK'daki hükümlerle sınırlandırmak mümkün deÄŸildir. BirleÅŸmenin, rekabet hukuku ve vergi hukuku ile yakından ilgisi vardır.
Çalışmamız toplam üç bölümden oluÅŸmaktadır. Birinci Bölümün Birinci Kısmında, genel olarak birleÅŸme hukukunun esasları, bu baÄŸlamda, birleÅŸmeye iliÅŸkin kavramlar, birleÅŸmenin amaçlan, çeÅŸitleri ve birleÅŸme ilkeleri ele alınmıştır. İkinci Kısımda ise, birleÅŸmeye hâkim olan ilkelere yer verilmiÅŸtir.
ikinci Bölümün Birinci Kısmında, birleÅŸme sürecinin ilk aÅŸaması olan birleÅŸme öncesi süreç incelenmiÅŸtir. Bu süreçte tarafların yükümlülükleri ve sözleÅŸme öncesi görüÅŸmelerden doÄŸan sorumluluk (culpa in contra-hendo sorumluluk) ele alınmıştır. İkinci Kısmında ise birleÅŸme sürecinin birleÅŸme iÅŸlemlerine iliÅŸkin kısmı incelenmiÅŸtir.
Üçüncü Bölümde, birleÅŸmeye iliÅŸkin diÄŸer hususlar, bu çerçevede, kolaylaÅŸtırılmış birleÅŸme, halka açık anonim ortaklıklarda birleÅŸme, birleÅŸmenin rekabet hukuku ve vergi boyutları ele alınmıştır. Son olarak, dünyada birleÅŸme operasyonlarına ve mukayeseli hukukta birleÅŸmeye iliÅŸkin düzenlemelere yer verilmiÅŸtir.
Sonuç Bölümünde ise, çalışmanın çeÅŸitli kısımlarında dile getirilen ve daha iyiyi arama çabasının sonucu olan önerilere yer verilmiÅŸtir.
ÖNSÖZ
6102 sayılı yeni Türk Ticaret Kanunu'nun yürürlüÄŸe girmesiyle birlikte, özellikle ÅŸirketler hukuku alanında köklü deÄŸiÅŸiklikler gerçekleÅŸmektedir. Yeni Kanun'un getirdiÄŸi çaÄŸdaÅŸ anlayış, modern ilke ve esaslar, hem öÄŸretiyi hem de uygulamayı derinden etkilemiÅŸtir. Bu deÄŸiÅŸim, ticaret hukuku alanında çalışan akademisyenler için araÅŸtırmaları açısından büyük bir fırsat yaratmıştır. Ben de bu fırsattan yararlanmayı amaçladım.
Åžirketler hukukundaki yeni düzenlemelerde en çok dikkati çeken hususlardan biri de "ÅŸirket birleÅŸmeleri"dir. Bu nedenle, ÅŸirket birleÅŸmelerini, gerek Türk Ticaret Kanunu gerekse diÄŸer kanunlarda birleÅŸmeye iliÅŸkin düzenlemeler ışığında incelemeye gayret ettim. Åžirket birleÅŸmeleri, hukuki olduÄŸu kadar belki de daha çok iktisadi bir meseledir. Dolayısıyla, konuyu sadece Türk Ticaret Kanunu'ndaki boyutuyla ele almak yetersiz kalacağı için, mümkün olduÄŸu kadar iktisadi boyutuna da deÄŸinmeye çalıştım.
Son olarak vurgulamak istediÄŸim husus, Almanca kaynakları incelerken, Osman Nazım Kıygı'nm 1999 basımlı Almanca-Türkçe ve Türkçe-Al-manca Sözlüklerinden yararlandım. Her iki Sözlük de muazzam eserlerdir. AraÅŸtırmalarım esnasında kısmen de olsa yabancı kaynaklardan alıntılar yaptım. Akademik araÅŸtırmalarda yabancı dilin ve özellikle ticaret hukukunda Almanca bilmenin önemi tartışılamaz. Her hukukçu, İngilizce ve Almancayı iyi öÄŸrenmelidir.
Çalışmam esnasında, ailemin desteÄŸi büyük oldu. Bu nedenle eÅŸim Bilge'ye ve kızım Duygu'ya teÅŸekkür borçluyum. Ayrıca deÄŸerli görüÅŸleriyle her zaman ve özellikle de bu kitabı yazarken katkı saÄŸlayan Sayın Hocam Prof. Dr. Selma Çetiner'e de müteÅŸekkirim.
Dr. Hüsnü Turanlı
İzmir, 2014